31 Mart 2013 Pazar

Ümit Yaşar Oğuzcan - Bir Yerde Ölüm Güzel Oluyor

İnsan bir kere ölüyor ne fena,
Bu düzeni değiştirmeli...
Bir kere yaşamalı...
Çok çok ölmeli...
En büyük kederler bizim için.
Bizim için karşılıksız sevgiler..
Kör kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için...
Dünyaya nasıl gelmişiz sormayın...
Saygı değer annelerimiz incinmesin.
Her yerim ayrı ayrı ölmeli...
Yoksa ölüm yok bana bu dünyada.
Bir kurşun beynime girsin.
Bir bıçak kalbime saplansın.
Kızgın bir demir dağlasın gözlerimi.
Sonra gelsin bir manga asker.
Sert bir komut...
Bir yaylım ateş...
Bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi...
Çok düşündüm bilek damarlarımı kesmeyi...
Rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi...
Ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne...
Ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi...
Yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim...
O aşağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni...
Belki de sen bırakmadın, bilmiyorum...
Bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın.
Halbuki şimdi benden kaçman da zor.
Anlıyorum beni sevmen de zor.
Dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel.
Ama bir yerde ölüm güzel oluyor...

Ümit Yaşar Oğuzcan

Cahit Sıtkı Tarancı - Desem ki

Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını.
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini.
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür,
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

Cahit Sıtkı Tarancı


30 Mart 2013 Cumartesi

Bedri Rahmi Eyüboğlu - Karadut

Karadutum, çatal karam, çingenem...
Nar tanem, nur tanem, bir tanem...
Ağaç isem dalımsın salkım saçak...
Petek isem balımsın ağulum...
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan...
Yoluna bir can koyduğum...
Gökte ararken yerde bulduğum...
Karadutum, çatal karam, çingenem...
Daha nem olacaktın bir tanem...
Gülen ayvam, ağlayan narımsın...
Kadınım, kısrağım, karımsın...


Bedri Rahmi Eyüboğlu




Orhan Veli Kanık - Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum...


Orhan Veli Kanık


Elif Eda Tozlu - 23 Ocak

Bir şiir ..
Bir ev..
Bir oda ..
Dört duvar ..
Bir Cemal Süraya'yım ben sana.
Bazen kalemi,
Bazen mürekkebi..
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Bugün yıl ölümümüz sevgili.
İki yılın verdiği el-fatiha satırlar bunlar.
İki yıl daha yaş'landık,
Ağaç yaşken eğilir diyorlar,
Biz düzelemedik.
Sonra hayatın verdiği acılar altında ezildik.
En çok acılar acıttı bizi,
Ayrılıkların değdiği...


Bugün canım şarkı dinlemek istemiyor,
O mırıldanarak söylediğin şarkı sözündeyken hala aklım..
Bugün yemek yiyesim yok yine,
karşımda sen olmayınca o da zoruma gidiyor.
Bugün aynalara küstüm yine,
sensiz bir çizgi daha görmek istemiyorum yüzümde,
Bugün de kendime küstüm yine,
anne rahminden düşerken başlamalıydım oysa seni sevmeye.
Her neyse işte
Uzun lafın kısasıydın sen yine..


Elif Eda Tozlu / 23 Ocak 2013